Aydemir, vicdan eksenli liderlik, yerli düşünceyle küresel dil, yeşil sermaye hassasiyeti ve dijital özgürlük bilinci başlıklarında Türkiye’nin gelecek vizyonunu ortaya koydu.
MÜSLÜMAN BM GENEL SEKRETERİ VİZYONU
Aydemir, 2026’da görev süresi sona erecek olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri koltuğu için Müslüman bir ismin aday gösterilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin diplomatik birikimi, arabuluculuk gücü ve insani sorumluluk bilinciyle bu role liderlik edebileceğini vurgulayan Aydemir, “Bu makam artık vicdanlı bir temsilin adresi olmalı” dedi. Guterres dönemindeki sessizlik düzeninin sona erdirilmesi için, Gazze’den Karabağ’a uzanan Türkiye odaklı diplomasi hattının evrensel liderlikte temel oluşturduğunu savundu.
GAZZE MESAJI: ZULME SESSİZLİK, TARİHE İHANETTİR
İsrail’in Gazze’deki sistematik şiddetini “modern çağın utanç vesikası” olarak tanımlayan Aydemir, sivil yerleşimlere yapılan saldırıların yalnızca savaş değil, açık bir yağma ve tahakküm politikası olduğunu söyledi. Gazze’ye uygulanan kuşatmayı insanlık dışı bir abluka olarak niteleyen Aydemir, “Bu vahşeti meşrulaştıran her suskunluk, zalime cesaret verir” diyerek uluslararası toplumun ikiyüzlü tutumunu eleştirdi. Türkiye’nin bu konuda vicdani liderlik sorumluluğu taşıdığını vurguladı.
BÂBIÂLİ TERCÜME ODASI VE MİLLİ DÜŞÜNCE
Osmanlı’dan bugüne uzanan yerli entelektüel üretimin köklerine değinen Aydemir, Bâbıâli Tercüme Odası’nı yalnızca bir çeviri birimi değil, medeniyet transferinin beşiği olarak tanımladı. Rum tercümanlardan Türk aydınlarına geçen süreçle birlikte millî bürokrasi doğduğunu belirten Aydemir, bu mirasın bugün de Türkiye’nin yerli düşünceyi evrensel dile taşıma vizyonu için yol gösterici olduğunu ifade etti.
ORMAN YANGINLARI: YANAN SADECE AĞAÇ DEĞİL, GELECEĞİMİZDİR
Türkiye’deki orman yangınlarına karşı güçlü bir uyarıda bulunan Aydemir, “Yanan orman değil, yanan Türkiye’nin yeşil sermayesidir” diyerek tabiatın korunmasının aynı zamanda ekonomik kalkınma ve ekolojik denge için hayati olduğunu belirtti. Ormanların karbon yutak alanı olmasının iklim hedefleri açısından stratejik önem taşıdığını vurgulayan Aydemir, yerel yönetimlerin koordinasyonsuzluğuna dikkat çekerek bilim temelli mücadele çağrısında bulundu.
STRATEJİK CEPHELER: SU, SAVUNMA, SAĞLIK, TURİZM
Türkiye’nin su kaynakları yönetiminde kritik bir eşiğe geldiğini belirten Aydemir, GAP Projesi’nin tamamlanmasının ve entegre su politikalarının acilen hayata geçirilmesinin şart olduğunu kaydetti. “Eğer bugünden harekete geçmezsek, 2030 geldiğinde su değil, suskunluk konuşur” diyen Aydemir, gelecek nesillerin su hakkının bugünkü kararlara bağlı olduğunu belirtti.
Savunma sanayi ihracatındaki yüzde 128’lik artışı “yerli mühendisliğin zaferi” olarak nitelendiren Aydemir, Türkiye’nin artık tüketen değil, ihraç eden bir güç olduğunu ifade etti. İnsansız sistemler, radar teknolojileri ve havacılıkta sağlanan başarıların stratejik bağımsızlık açısından vazgeçilmez olduğunu söyledi.
Sağlık alanında dijitalleşme ve yerli üretimle 14,5 milyar dolarlık tasarrufun mümkün olduğunu belirten Aydemir, akıllı hastaneler, yerli ilaç sanayi ve nitelikli insan kaynağı yatırımlarının Türkiye’yi sağlık alanında dayanıklı bir modele taşıyacağını kaydetti.
DİJİTAL EGEMENLİK VE NEXT SOSYAL
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’ın öncülüğünde geliştirilen açık kaynak kodlu NeXT Sosyal uygulamasına destek veren Aydemir, bu girişimi “Dijital tahakküme karşı bir istiklal manifestosu” olarak tanımladı. Kapalı algoritmalara karşı şeffaf kod iradesinin, Türkiye’nin dijital bağımsızlığını güçlendireceğini vurgulayan Aydemir, NeXT Sosyal’in milli hafızanın dijital savunma hattı olduğunu ifade etti.
Algoritmalarla yönlendirilen sosyal medya sistemlerine karşı hakikatle temas kurmak isteyenler için güvenli bir zemin oluştuğunu belirten Aydemir, Bayraktar liderliğindeki bu girişimin yalnızca bir yazılım değil, bir dijital bilinç hamlesi olduğunu söyledi.