Aydemir, bir anne ile kızının nişanlısı arasında yaşanan rezaletin kamuoyuna “şov” olarak sunulmasının sadece bir utanç değil, aynı zamanda bütün bir milletin ahlaki yapısına kasteden bir yayıncılık cinayeti olduğunu söyledi.
Söz konusu olayda sergilenen davranışların bireysel bir çöküntüden ibaret olmadığını ifade eden Aydemir, asıl büyük facianın, bu tür rezilliklerin ekranlara taşınması, aile mahremiyetinin ticari kazanç uğruna çiğnenmesi ve izleyicilerin gözünün içine sokularak sıradanlaştırılması olduğunu kayda geçirdi. Aydemir, “Bir milletin ahlaki bünyesi medya üzerinden çürütülüyor. Bu çürümenin sonu hırsızlığa, yolsuzluğa, cehalete, utanmazlığa kadar uzanıyor” dedi.
TOPLUMSAL ÇÜRÜMENİN YÜZDE ELLİDEN FAZLASININ KAYNAĞI: BU YAYINLAR
İbrahim Aydemir, bugün Türkiye’de yaşanan her türlü yolsuzluğun, hırsızlığın, cinsel sapkınlığın, cehaletin ve değer erozyonunun temelinde bu tür yayınların olduğuna dikkat çekti. Toplumun vicdanını zehirleyen, ahlaki sınırları ortadan kaldıran, ailenin kutsiyetini ayaklar altına alan televizyon içeriklerinin her geçen gün daha da yaygınlaştığını ve sıradanlaştırıldığını belirten Aydemir, bu tür yayınların toplumdaki çürümeyi %50’den fazla etkilediğini net bir şekilde vurguladı.
Aydemir, “Bu yayınlar bir milletin ahlakına, değerlerine, vicdanına ve ruh köküne yapılmış en büyük suikasttır. Bugün bir çocuğun hırsızlık yapmasının, bir gencin kendine ve ailesine saygı duymamasının, bir kadının iffetini reklam arası gibi görmesinin temelinde bu yayınların etkisi vardır. Bütün ahlaki dejenerasyonların arkasında televizyonlardaki bu sistemli yozlaştırma vardır” değerlendirmesini yaptı.
RTÜK’E ÇAĞRI: BU YAYINLARI DERHAL DURDURUN
Aydemir, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na da çağrıda bulunarak, RTÜK’ün asli görevinin bu tür yayınları tek tek izlemek, takip etmek ve derhal kaldırmak olduğunu ifade etti. “RTÜK işini gücünü bırakmalı, şu an ekranlarda ne olup bittiğine odaklanmalıdır. Olay artık bireysel bir rezalet değil, toplumsal felakettir. Her gün milyonlarca insanın ruh sağlığı, ahlaki dokusu, bu yayınlarla parçalanıyor” dedi.
Kendi milletvekilliği döneminde bu konuyu TBMM gündemine taşıdığını hatırlatan Aydemir, “RTÜK yetkilileriyle yüz yüze görüşmeler yaptık, ahlaki çöküşe yol açan yayınların ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu anlattık. Tutanaklarda yer alan bu çağrılarımıza rağmen geldiğimiz nokta gösteriyor ki bu yayınlar devam ediyor ve toplum her geçen gün daha da zehirleniyor” ifadelerini kullandı.
Aydemir, son olarak bu tür yayınların sadece yasaklanmasıyla değil, ahlaki yayıncılık ilkelerinin yeniden yazılmasıyla, milletin vicdanını koruyan medya düzeninin inşasıyla önlenebileceğini dile getirerek, “Bugün bu çürümeyi durduramazsak, yarın milletin ruh köküyle birlikte devleti de çürütürüz” uyarısında bulundu.