Aydemir ismi bir romandan öte, bir millet idealidir

Bu kitap Müfide Ferit Tek’in yazdığı ve 1918 yılında yayımlanan, Türk milliyetçiliğinin edebî zeminde ilk ve güçlü örneklerinden biri olan “Aydemir” romanıydı. Aydemir, bu kitabın yalnızca kurgusal bir hikâye değil, Türk milletinin kaderini belirleyen bir bilinç çağrısı olduğunu vurguladı.

AYDEMİR SOYADI BİR NESİL BİLİNCİNİN İFADESİ

Kendi soyadının da bu romandan ilhamla ailesi tarafından verildiğini, roman kahramanı Aydemir’in bir idol, bir lider, bir millet rehberi olarak görüldüğünü belirten İbrahim Aydemir, “Ailem bu ismi bana verirken sadece bir soyadı değil, bir ülkü, bir ideali, bir duruşu da miras bıraktı” dedi. Aydemir’in TBMM kürsüsünde yaptığı bu tarihi vurgu, sadece bir şahsi hatıranın değil, milli hafızanın derinliklerinden gelen bir çağrının ifadesi oldu.

TÜRK GENÇLİĞİNE MİLLİ KAHRAMANLAR YOL GÖSTERMELİ

Milletin zor zamanlarında ortaya çıkan öncü isimlerin, sadece dönemlerinin değil, tarihin kalıcı yol göstericileri olduğunu dile getiren Aydemir, Türk gençliğinin önüne yalnızca popüler figürler değil, ideal sahibi, mücadeleci ve fedakâr milli kahramanların konulması gerektiğini söyledi. Aydemir, “Nasıl ki Aydemir ismi bir dönemin gençlerine ışık olduysa, Talat Paşa da milletin kalbinde taht kurmuş, onun ismi de evlatlara verilmiş; tıpkı Enver ismi gibi mücadeleyi temsil etmiştir. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin yeni doğan nesillere verilmesi, milletin yüreğindeki sevgiyi, güveni ve bağlılığı ortaya koymaktadır” dedi.

NÜFUSUMUZ YAŞLANIYOR, YENİ NESİLLER MİLLİ ŞUUR İLE BÜYÜMELİ

Konuşmasında Türkiye’nin karşı karşıya olduğu nüfus yaşlanması sorununa da dikkat çeken Aydemir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki uyarılarını hatırlattı. “Nüfus artış hızımız alarm veriyor, bu gidişle milli bir felaketle karşı karşıya kalabiliriz” diyen Aydemir, devletin bu konuda özel politikalar geliştirmesi gerektiğini, ailelerin daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik edilmesinin ve çocuklara milli kimlik taşıyan isimlerin verilmesinin kültürel bir vazife olduğunu kayda geçirdi.

MİLLİ NEŞRİYAT, MİLLİ YÜREĞİ AYAĞA KALDIRIR

Aydemir, Aydemir romanının sadece edebi bir eser olmadığını, Anadolu insanının yıllar boyunca bu romanla özdeşleştiğini, çocuklarına bu ismi vererek bir mücadeleyi diri tuttuğunu ifade etti. “Topyekûn bir milletin yüreğini harekete geçiren bu neşriyatlar, sadece kalemle değil, milletin hafızasında kazınarak, nesilden nesle aktarılmıştır” dedi.

HABER İÇERİĞİNDEN MÜLAKATA

AYDEMİR BİR ROMAN DEĞİL, MİLLETİN YÜREĞİNDEKİ MÜCADELEDİR
Önceki dönem milletvekillerinden gazeteci ve yazar İbrahim Aydemir ile yapılan özel söyleşi

SORU: Sayın Aydemir, TBMM kürsüsünde Aydemir romanını gösterdiğiniz o sahne kamuoyunda çok konuşuldu. Bu eserin sizin için özel bir anlamı mı var?
AYDEMİR: Kesinlikle. Müfide Ferit Tek’in yazdığı Aydemir romanı sadece bir edebi eser değil; Türk milletinin diriliş idealini temsil eden bir başucu kitabıdır. Ailem bu romandan öylesine etkilenmiş ki, bana hem bu kahramanın adını, hem de soyadını vererek aslında bir istikameti, bir duruşu miras bırakmıştır. Benim taşıdığım soyad, yalnızca bir kimlik değil, bir fikrin, bir mücadelenin temsiliyetidir.

SORU: Romandaki kahramanın milli bir idealin simgesi olduğu yönünde değerlendirmeleriniz var. Gençler için ne ifade etmeli bu karakter?
AYDEMİR: Aydemir, dönemin karanlık günlerinde Türk milletine umut olmuş bir gençtir. Eğitimli, inançlı ve mücadeleci. Türk gençliğinin bugün hâlâ böyle bir figüre ihtiyacı var. Gençlerimize sadece geçici hevesler sunulmamalı. Onlara Aydemir gibi, Talat Paşa gibi, Enver Paşa gibi bir istikameti olan liderler örnek gösterilmeli. Milletin kalbinde yer etmiş bu kahramanlar, zamanla sadece isim olarak değil, karakter olarak da yaşamalı.

SORU: Talat ve Enver Paşa dediniz. Bu isimlerin de benzer şekilde toplumsal hafızada iz bıraktığını düşünüyor musunuz?
AYDEMİR: Elbette. Talat Paşa, tehcir kararını milletin bekası için alırken milletin kalbine de yerleşmiştir. Bu yüzden o dönem çok sayıda evlada “Talat” ismi verilmiştir. Benim ailemde de Talat adını taşıyan birkaç akrabam var. Aynı şekilde Enver Paşa’nın mücadele azmi, idealist duruşu toplumun ona duyduğu hürmeti artırmış; “Enver” adı da o dönemde büyük bir dalga hâlinde verilmiştir. Bu isimlerin yaygınlaşması aslında bir toplumsal şuurun tezahürüdür.

SORU: Peki, günümüzde bu tür isimler hâlâ anlam taşıyor mu sizce?
AYDEMİR: Kesinlikle. Bugün milletimizin evlatlarına Recep Tayyip Erdoğan ismini yoğun biçimde vermesi de aynı hissiyatın güncel bir tezahürüdür. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, milletin gönlündeki yerini perçinlemiştir. Bu isimler sadece kişisel değil, milletin gönlündeki itibarın bir yansımasıdır.

SORU: Sözlerinizde dikkat çeken bir diğer konu da nüfus meselesi. Bu bağlamda bir uyarınız oldu. Açabilir misiniz?
AYDEMİR: Evet, bu son derece hayati bir konudur. Sayın Cumhurbaşkanımız sürekli vurguluyor: Nüfusumuz yaşlanıyor. Eğer gerekli önlemleri almazsak, ileride çok ciddi bir milli felaketle karşı karşıya kalabiliriz. Nüfus artış hızımızı eskisi gibi yüksek düzeylere çıkarmalıyız. Devletimizin bu konuda özel teşvik programları geliştirmesi zaruridir. Sadece nüfus değil; bu nüfusun şuurla, ideal ile yetişmesi gerekiyor. İşte bu yüzden Aydemir romanları, Talatların, Enverlerin hatıraları önemlidir. Bunlar sadece geçmişin değil, geleceğin de teminatıdır.

SORU: Son olarak gençliğe bir mesajınız var mı?
AYDEMİR: Genç kardeşlerime şunu söylüyorum: Yalnızca bugünün değil, yarının da yükünü taşıyacaksınız. O yüzden sadece bilgiyle değil, idealle, inançla ve vatan sevgisiyle donanmalı; geçmişin büyük karakterlerinden ilham almalısınız. Aydemir gibi bir fikre, Talat gibi bir feragate, Enver gibi bir cesarete, Erdoğan gibi bir iradeye sahip olmalısınız. Zira milletlerin kaderi, milletini dert edinen gençlerle değişir.